Osmanlı İmparatorluğu'nun Gerileme ve Çöküşü Meselesi
Prof. Dr. Cemal KAFADAR
3 Haziran 2005 - 16:30
Harvard Üniversitesi’nden Osmanlı tarihi profesörü Cemal Kafadar, kendi ifadesiyle, Osmanlı’nın çöküşü gibi Batı’da çok konuşulmuş fakat Türkiye’de fazla irdelenmemiş bir konu etrafında gelişen tartışmaların değerlendirmesini sundu.
Başlangıçta Osmanlı kaynaklarında (XVII. yüzyıl) geçici krizlere işaret eden inkılâp, ihtilâl ve ıslahat gibi kelimelerin kullanıldığını, XIX. asırdan itibaren gerileme ve çöküş mânasında inkıraz ve inhitat kelimelerinin tercih edildiğine dikkat çeken Kafadar, Kânûni (XVI. yüzyıl) sonrası yaşanan sürekli ve çizgisel gerileme ya da çöküş tezine dayanan ‘inhitat paradigması’nın, revizyonist eğilimlerin de etkisiyle, Batı’da 1970’lerden sonra sorgulanmaya başladığını belirtti. Bu bağlamda inhitatın 3-4 asır boyunca ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 6 asırlık tarihinin yarısını kapsayacak şekilde sürmüş olmasının ya da XVIII. yüzyıldan sonra büyüyüp gelişen İzmir ve Beyrut gibi şehirlerin varlığının inhitat söylemi içerisinde nasıl açıklanacağı gibi soruların gündeme geldiğine işaret etti. Bununla birlikte meselenin, inhıtat kavramını tamamen terk etmekle çözülemeyecek kadar karmaşık olduğunun da altını çizdi. Zira XVI. asrın son çeyreğinden itibaren pek çok Osmanlı yazarın inhitattan söz ettiği ve sonraki asırlarda gelişmesini sürdüren söylemin XIX-XX. yüzyıllara az gelişmişlik ve gelişen Batı karşısındaki ezilmişlik psikolojisi şeklinde devrettiği bir vâkıadır. Fakat Kafadar’a göre, mevcut haliyle inhitat söylemi, neyin, hangi anlamda ve neye nispetle inhitatı sorularına cevap verememekte; kavramın kullanımı toptancı, sathî ve muğlak karakter taşımaktadır.
|